AZERBAYCAN ÇOKKÜLTÜRLÜLÜKTE BİR MODEL

Dr. Hamid ŞEHANEGİ:


Azerbaycan Cumhuriyeti, çokkültürlü yapısı ve dinlerin huzur içinde bir arada yaşamını sağlamadaki başarısıyla dünya çapında dikkat çeken bir ülkedir. Coğrafi konumu, tarih boyunca çeşitli kültürlerin, dinlerin ve halkların kesişim noktası olmasına olanak tanımıştır. Bu zengin tarih, Azerbaycan’ın çokkültürlü yapısının temel taşlarını oluştururken, İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi büyük dinlerin barış içinde yaşadığı nadir bölgelerden biri haline gelmesine zemin hazırlamıştır. Farklı etnik ve dini grupların uzun yıllar boyunca bir arada yaşadığı bu topraklar, çokkültürlü yapının sürdürülebilmesi için devlet tarafından sistematik bir politika izlenmesini gerektirmiştir. Azerbaycan’ın bağımsızlık sürecinden bu yana geliştirdiği çokkültürlülük siyaseti, toplumun çeşitli unsurlarını bir arada tutmayı ve farklılıklar arasında uyum sağlamayı hedeflemektedir. Bugün bu hoşgörü kültürü, Azerbaycan’ın hem iç hem dış politikalarında merkezi bir yer tutmakta ve geleceğe yönelik önemli bir model sunmaktadır.

Azerbaycan’daki çokkültürlülük siyaseti, derin tarihsel köklere sahiptir. Bu topraklar, antik dönemlerden itibaren farklı dinler ve etnik gruplar için bir geçiş noktası olmuştur. Azerbaycan’ın İslam’la tanıştığı 7. yüzyıldan önce bölgede Zerdüştlük, Hristiyanlık ve Yahudilik önemli dinler arasında yer alıyordu. İslam’ın gelişiyle birlikte Müslüman çoğunluğa sahip bir ülke haline gelmiş olsa da, Yahudi ve Hristiyan toplulukları varlıklarını sürdürebilmiş, her iki topluluk da ibadet özgürlüğüne sahip olmuştur. Bu tarihsel birikim, Azerbaycan’ın 1991 yılında Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasının ardından çokkültürlü yapısını koruma ve geliştirme konusunda önemli bir temel oluşturdu. Bağımsızlık sonrasında, çokkültürlülük siyaseti devletin resmi politikalarından biri haline geldi.

Azerbaycan hükümeti, çokkültürlülüğü ulusal bir değer olarak kabul edip geliştirmiştir. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkenin çokkültürlü yapısını güçlendirmek amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler ve politikalar geliştirmiştir. Bu siyasetlerin temel hedefi, farklı etnik ve dini gruplar arasında barışı ve uyumu sağlamaktır.

Azerbaycan, dini hoşgörüyü garanti altına alan güçlü bir hukuki çerçeveye sahiptir. Anayasada, dini özgürlükler açıkça korunmuş, her bireyin inançlarına göre yaşama ve ibadet etme hakkı güvence altına alınmıştır. Ülkedeki Müslüman çoğunluğun yanı sıra, Yahudi ve Hristiyan toplulukları da dini bayramlarını kutlamakta, ibadetlerini serbestçe gerçekleştirmektedir. Örneğin, Bakü’de Yahudi sinagogları, Hristiyan kiliseleri ve diğer ibadethaneler devletin koruması altındadır ve bunlara yönelik herhangi bir tehdit devlet tarafından ciddi şekilde ele alınmaktadır. Azerbaycan, çokkültürlülük anlayışını yalnızca dini farklılıklara değil, kültürel çeşitliliğe de genişletmiştir.
Ülke genelinde çeşitli etnik gruplar, kendi dillerini ve kültürlerini yaşatmaya teşvik edilmektedir. Bu bağlamda, Azerbaycan’da yaşayan Talışlar, Lezgiler, Avarlar, Tatarlar gibi etnik topluluklar kendi dillerinde eğitim alabilir, kültürel etkinlikler düzenleyebilirler.

Azerbaycan devleti, çokkültürlülük siyasetlerini desteklemek amacıyla birçok kurum ve organizasyon kurmuştur. 2014 yılında kurulan “Azerbaycan Cumhuriyeti Çokkültürlülük Devlet Komitesi”, bu alandaki en önemli kurumlardan biridir. Bu komite, ülkedeki dini ve kültürel gruplar arasında işbirliği sağlamayı, farklılıkları bir zenginlik olarak görüp desteklemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, “Bakı Uluslararası Çok Kültürlülük Merkezi” de Azerbaycan’ın çokkültürlü yapısını uluslararası düzeyde tanıtmakta ve bu alanda çalışmalar yapmaktadır.

Azerbaycan’da çokkültürlülük anlayışını genç nesillere aşılamak amacıyla eğitim programları da devreye sokulmuştur. Okullarda, farklı kültürler ve dinler hakkında dersler verilmekte, gençlerin bir arada barış içinde yaşama bilinci geliştirilmekte ve bu yönde faaliyetler düzenlenmektedir. “Azerbaycan Çokkültürlülük Yılı” gibi projelerle öğrencilere ve topluma çokkültürlülüğün önemi anlatılmakta, toplumun bu anlayışa sahip çıkması teşvik edilmektedir.

Azerbaycan, sadece ülke içinde değil, uluslararası arenada da çokkültürlülük siyasetlerini aktif bir şekilde savunmaktadır. “Bakü Dünya Dinlerarası ve Kültürlerarası Diyalog Forumu”, Azerbaycan’ın bu konudaki uluslararası girişimlerinin başında gelmektedir. 2010 yılından itibaren düzenlenen bu forumlar, dünya çapında dini ve kültürel diyalogu teşvik etmek amacıyla organize edilmektedir. Forumlarda, dünyanın farklı yerlerinden dini liderler, entelektüeller ve siyasetçiler bir araya gelerek barış ve hoşgörü mesajları vermektedir. Azerbaycan’ın çokkültürlü yapısının kökleri, antik dönemlere kadar uzanır. Bu topraklar, Zerdüştlük, Hristiyanlık ve daha sonra İslam gibi farklı inançların yayıldığı bir kültürel ve dini mozaik oluşturmuştur yayıldığı bir kültürel ve dini mozaik oluşturmuştur. 7. yüzyılda İslam’ın bölgeye girmesiyle birlikte Azerbaycan, Müslüman kültürüyle şekillenmeye başlasa da, burada yaşayan Hristiyanlar ve Yahudiler de toplumsal hayatın bir parçası olmaya devam etmişlerdir. Şirvanşahlar döneminde İslam’ın etkisi yoğun olmasına rağmen Hristiyan kiliseleri ve Yahudi sinagogları korunmuş, dini hoşgörü sürdürülebilmiştir. Bir diğer önemli tarihsel dönem, Safeviler devridir. Safeviler, Şii İslam’ın yayılmasında önemli rol oynarken, farklı dini grupların varlığını da kabul etmişlerdir. Bu dönemde de Azerbaycan topraklarında farklı dinlerin barış içinde bir arada yaşadığı gözlemlenmiştir.

Günümüzde Çokkültürlülük

Azerbaycan, Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazandıktan sonra, çokkültürlülüğü ulusal bir politika olarak benimsemiştir. Bu politikanın temelinde, farklı etnik grupların, dinlerin ve kültürlerin birlikte barış içinde yaşaması yer almaktadır. İslam, ülkenin en yaygın dini olmakla birlikte, Hristiyan ve Yahudi azınlıklar da toplumda önemli bir yere sahiptir. Hükümetin çokkültürlülük politikası, sadece dini hoşgörüyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda etnik çeşitliliği de kapsar. Ülkede Azeriler, Lezgiler, Talışlar, Avarlar, Yahudiler, Ruslar ve diğer etnik gruplar bir arada yaşamaktadır.

Devlet, imkanları dahilinde ulusal ve dini azınlıkların organizasyonlarına ülke bütçesinden ve Cumhurbaşkanlığı fonundan maddi ve mali destek sağlamaktadır ve etnik, kültürel, dilsel veya dini kimliklerinden bağımsız olarak ülkesinde yaşayan tüm bireyler arasında karşılıklı anlayışın, hoşgörünün ve saygının güçlenmesine yardımcı olmaktadır. Tüm ulusal azınlıkların toplum hayatına eşit şekilde aktif katılımı, ülke genelindeki ortak etkinliklere katılımı, Azerbaycan’da mevcut olan karşılıklı saygı ortamının bir kanıtıdır. İslami, Ortodoks ve Yahudi inançlarını birleştiren “Üç Kardeşler” adlı bir organizasyon zaten kayıt altına alınmış ve şu anda faaliyet göstermektedir. Ayrıca, “Links” örgütünün (İngiltere) himayesi altında ulusal azınlıklar için bir Kaynak Merkezi de Azerbaycan’da faaliyet göstermektedir.

Çokkültürlülüğün Geleceği

Azerbaycan’ın gelecekte de çokkültürlü yapısını geliştirmesi beklenmektedir. Bunun için hükümet, dini hoşgörüyü teşvik eden politikalarını sürdürmekte ve özellikle genç nesillere bu hoşgörü kültürünü aşılamak için eğitim programlarına önem vermektedir. Dinlerarası diyalog ve kültürel çeşitlilik, Azerbaycan’ın hem iç barışını hem de uluslararası alandaki itibarını güçlendirmeye devam edecektir.

Azerbaycan’ın çokkültürlülük modeli, dünyada dinler ve kültürler arası çatışmaların yaşandığı bir dönemde, diğer ülkelere örnek olabilecek bir yapıdadır. Bu model dünya çapında farklı din ve kültürlerin uyum içinde yaşayabileceği bir örnek teşkil etmektedir. Dünya genelinde çokkültürlü toplumların ve dinlerarası diyaloğun öneminin arttığı bir dönemde, Azerbaycan’ın bu alandaki deneyimleri, diğer ülkelere ilham verebilir.

Social media

Bize mesaj gönder

Scroll to Top