Ravan Hasanov, 1989 yılında Ağdam şehrinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini 1996-2007 yılları arasında tamamlamış, 2007-2011 yılları arasında ise Bakü Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimi almıştır.
2013-2014 yıllarında Almanya’nın Potsdam Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yüksek lisans (LL.M) programını başarıyla tamamlayarak Ceza Hukuku, Ceza Muhakemesi Hukuku ve Kriminalistik alanlarında uzmanlaşmıştır. 16 Şubat 2018 tarihinde Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Hukuk ve İnsan Hakları Enstitüsü’nde “Ceza Hukuku ve Kriminoloji; Ceza İnfaz Hukuku” alanında doktora programına kabul edilmiştir.
Ravan Hasanov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 12 Şubat 2019 tarihli kararnamesiyle Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi’nin icra direktörü olarak atanmıştır.
Kendisine ait “Okullarda Uyuşturucu ve Alkol Yayılmasının Ceza Hukuku Boyutları” ve “Azerbaycan ve Almanya’da Örgütlü Suçlar” başlıklı bilimsel araştırmaları Almanya’da kitap olarak yayımlanmıştır.
Dergimizin bu sayısında, Ravan Bey ile gerçekleştirdiğimiz özel bir söyleşiyle Azerbaycan’daki çokkültürlülük politikalarını mercek altına aldık.
Sayın Ravan Bey, Hoş gördük, İlk olarak Merkezin kuruluş hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz? Merkez Ne zaman ve hangi ihtiyaçtan dolayı kuruldu?
Hoş bukduk, önceden bu söyleşi için teşekkür ederim. Azerbaycan’da hoşgörü ve çok kültürlülük tarihi geçmişimizden bu yana her zaman var olmuştur. Çok kültürlü ve hoşgörülü bir ortam, ülkenin tarihi, kültürü ve dini çeşitliliğiyle yakından ilgilidir. Azerbaycan’da farklı etnik grupların, dinlerin ve kültürlerin temsilcileri bir arada yaşıyor. Bu, modern Azerbaycan toplumunda dayanışma ve karşılıklı saygı duygusunu güçlendirmektedir. Tarihe baktığımızda, Azerbaycan’ın kadim devleti olan Kafkasya Albanyasında 26 dil konuşan kabilelerin birleştiğini görürüz. O zamandan beri Azerbaycan toprakları etnik yapısıyla öne çıkıyor. Bu gelenekler daha sonraki zamanlarda da korunmuştur. Azerbaycan 90’lı yıllarda bağımsızlığını yeniden kazandıktan sonra ülkede çok kültürlülüğe, hoşgörüye, kültürlerarası ve dinler arası diyaloğun teşvik edilmesine özel önem verildi.
Bugün Azerbaycan’da çok kültürlülük bir devlet politikasıdır. Bu politikanın temelleri Azerbaycan Milli Lideri Haydar Aliyev tarafından atılmış olup, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından başarıyla sürdürülmektedir. Bugün çokkültürlülük politikası Azerbaycan’ın iç ve dış politikasının önemli bir bileşenidir. Çünkü Azerbaycan’da çok kültürlülük ve hoşgörü toplumun birlik ve istikrarını sağlayan temel faktörlerdir. Bu ortam ülkenin uluslararası ilişkilerinde de önemli ve olumlu bir rol alıyor. Tüm şu faktörleri göz önündə bulundurarak 2014 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Kararnamesi ile Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi kuruldu. Merkez uluslararası statüye sahip olup, azınlık halkların kültür, dil ve inançlarının korunması yönünde çok önemli projeler hayata geçirmektedir. Azerbaycan’ın çokkültürlülük ve hoşgörü alanındaki faaliyetlerini teşvik eden ve geliştiren önemli bir kurumdur, farklı etnik, dini ve kültürel gruplar arasında uyum ve anlayış yaratmaya çalışır. Bu amaçla çeşitli etkinlikler, seminerler, konferanslar ve sunumlar düzenlemektedir. Çokkültürlülük ve hoşgörü alanında araştırmalar yapar, konuyla ilgili analitik materyaller ve raporlar hazırlar. Bu çalışmalar mevcut durumun değerlendirilmesine ve iyileştirmeye yönelik önerilerde bulunulmasına yardımcı olmaktadır. Merkez aynı zamanda uluslararası kuruluşlar ve diğer ülkelerin ilgili kurumlarıyla da işbirliği yapıyor.
Merkez düzenli olarak hangi kültürel etkinlikler ve projeleri hayata geçiriyor?
Merkez Azerbaycan’ın kültürel çeşitliliğini teşvik etmek ve çokkültürlü bir toplumun sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, kültürel hoşgörü, barış, anlayış ve karşılıklı saygı gibi temel değerleri destekleyerek, dünyanın farklı bölgelerinde bu değerlerin yayılmasını hedefler. Farklı kültürler, dinler ve etnik gruplar arasında diyaloğu geliştirmeye yönelik çeşitli eğitim programları düzenler. Bu programlar, çokkültürlü toplumların bir arada yaşama kültürünü pekiştirmeyi amaçlar. Ayrıca, yerel ve uluslararası düzeyde kültürel diyalog platformları oluşturur. Çokkültürlülük konusunda farkındalık yaratmak için yerli ve yabancı uzmanlar, akademisyenler ve devlet yetkilileri ile çeşitli konferanslar, seminerler ve forumlar düzenler. Çokkültürlülük ile ilgili araştırmalar yapar ve bu alanda çeşitli yayınlar üretir. Azerbaycan’ın kültürel çeşitliliğini yansıtan çalışmalara da katkıda bulunur, bu yayınlar, dünya çapında çokkültürlülük anlayışını güçlendirmeyi amaçlar. Merkez, aynı zamanda Azerbaycan’da ve dünya genelinde çokkültürlü toplumlardaki gençler için eğitim ve iletişim programları sunar. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Azerbaycan’ı dünyada çokkültürlülüğün merkezi olarak tanıtma” girişimine gerçek bir çözüm bulmak amacıyla, Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi’nin yürüttüğü tutarlı ve amaçlı çalışmalar sonucunda konunun öğretilmesi Azerbaycan çokkültürlülüğü yurt dışında geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Merkez 2015 yılından bu yana yerli ve yabancı üniversitelerde “Azerbaycan çokkültürlülüğü” konusunun öğretilmesi projesini yürütüyor. Şu anda bu proje çerçevesinde dünyanın önde gelen 27 üniversitesinde “Azerbaycan çok kültürlülüğü” konusu öğretilmiş. Aynı zamanda ülke üniversitelerinde bu konu yüksek lisans düzeyinde öğretilmektedir. Eğitim projesi çerçevesinde yabancı ve yerel üniversitelerde Azerbaycan’ın çok kültürlülüğünü okuyan öğrencilere yönelik kış ve yaz okulları düzenleniyor. Amaç, çok kültürlü ve hoşgörülü değerlerin korunduğu ve yaşandığı ülkemizde, gençlerin teorik olarak öğrendiklerini
kendi gözleriyle görmeleri ve şahit olmaları
için imkanlar sunmakdır. Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi, kuruluşundan bu yana çokkültürlülük, hoşgörü ve kültürel çeşitlilik konularında çeşitli yayınlar ve araştırmalar üretmiştir. Bu yayınlar, hem Azerbaycan’ın çokkültürlü yapısını tanıtmayı hem de dünya genelinde kültürler arası diyaloğu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Çünki onun merkezi faaliyetlerinden biri de kültürel çeşitliliğin ve hoşgörünün desteklenmesi üzerine yayımlanan akademik çalışmalar ve kitaplar olmaktadır. Bu yayınlar sırasında uluslararası çokkültürlülük konferanslarının kitapları, araştırma raporları ve çalışma belgeleri, makaleler, çokkültürlülük konulu kitaplar yer almaktadır. Merkezi’n yayınları, Azerbaycan’ın çokkültürlü yapısını tanıtmakla birlikte, aynı zamanda uluslararası topluluklarda kültürel çeşitliliğin değerini vurgulamayı ve dünya çapında hoşgörü anlayışını yaymayı amaçlar.
Çokkültürlülüğü desteklemete neyi ya neleri hedefliyorsunuz, Hedef kitleniz kimler, Toplumun hangi kesimlerine hitap ediyorsunuz?
Merkezimiz birkaç ana hedefe ulaşmayı amaçlayan bir kuruluştur. Onun merkezi hedeflerinden biri, Azerbaycan’daki çokkültürlü yapıyı güçlendirmektir. Azerbaycan, tarihsel olarak farklı etnik grupların ve dini toplulukların bir arada yaşadığı bir ülke olup, bu çeşitliliği sürdürülebilir bir şekilde yönetmek, merkez için önemli bir amacıdır. Merkez, farklı kültürler arasında anlayış ve hoşgörü geliştirmeyi hedefler. Kültürler arası diyalog, karşılıklı saygı ve barışçıl bir ortamın oluşmasını sağlayarak, toplumlar arasında daha sağlıklı ilişkiler kurulmasına katkı sunmayı amaçlar. Kültürel çeşitliliği yalnızca bir zenginlik olarak görmekle kalmaz, aynı zamanda bu çeşitliliğin barış ve istikrar için bir temel oluşturduğuna inanır. Bu amaçla, çokkültürlülük politikalarını ve uygulamalarını yaygınlaştırarak, toplumsal uyum ve barışı teşvik eder. Merkezi’n faaliyetleri, çok geniş bir hedef kitlesine hitap etmektedir, gençlerden akademisyenlere, toplum liderlerinden genel halka kadar geniş bir hedef kitleye hitap eder ve toplumun tüm kesimlerini bu amaca yönelik ortak bir anlayış etrafında birleştirmeyi amaçlar.
Yerel ve ya uluslararası kuruluşlarla iş birliği
yapıyor musunuz, Ortak projelerinizden bir örnek verebilir misiniz? Merkez Birleşik Devletler Kurumu, UNESCO, Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlarla, Uluslararası Üniversite ve Araştırma merkezleri ile işbirliği yaparak kültürel çeşitliliğin desteklenmesine yönelik çok sayıda projeye imza atmaktadır. Bu iş birlikleri, Azerbaycan’ın çokkültürlülük modelini tanıtmayı ve bu alandaki küresel etkileşimi artırmayı hedefler. Merkezin uluslararası alanda düzenlediği konferanslar arasında İslamofobiye karşı küresel bir diyalog oluşturmak amacıyla her yıl düzenlenen Uluslararası İslamofobi Konferansını örnek vere biliriz. Bu konferanslar, dünya genelinde İslamofobi ile mücadele etmek için bir platform sunmakta ve İslamofobinin toplumsal etkilerini tartışan bir ortam yaratmaktadır. Özellikle Batı’da yaygınlaşan İslam karşıtlığına karşı bir platform oluşturur ve bu konuda bilinçlenmeyi sağlar. İslamofobiye karşı mücadele, hem toplumsal düzeyde hem de hükümetler nezdinde önemli bir adım atılmasını sağlar. Merkez, bu konferanslarla İslamofobiyi ele alırken, diğer dini ve kültürel inançlar arasında karşılıklı anlayış ve saygıyı teşvik etmeyi amaçlar.
Merkezin topluma katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz yani Çokkültürlülüğün yaygınlaştırılmasında merkezin etkisi nedir?
Merkez, toplumsal uyumu ve barışı teşvik ederek, çokkültürlülüğün hem Azerbaycan’da hem de dünya çapında kabul görmesini sağlamakta, farklı kültürlerin bir arada yaşama kültürünü güçlendirmektedir. Bu çabalar, sadece Azerbaycan için değil, uluslararası düzeyde de kültürler arası anlayışın artmasına büyük katkı sağlamaktadır. Azerbaycan’ın çokkültürlü modelinin, diğer ülkelerdeki politikalarla entegrasyonuna yönelik stratejiler geliştirilir. Merkez, çokkültürlü politikaların küresel düzeyde daha fazla kabul görmesini sağlamak için aktif olarak çalışır.
Sayın Başkan, Merkezin faaliyetleri, toplumda hangi farkındalıkları artırmaktadı?
Farklı inançlar, diller, gelenekler ve kültürel değerler arasında bir köprü kurarak toplumsal uyum ve barışı teşvik eder. Bu, hem Azerbaycan’da hem de dünya genelinde kültürel çeşitliliği kutlamak için bir model oluşturur. Çokkültürlülük merkezi, sadece kültürel değil, aynı zamanda çevresel farkındalık oluşturmayı da amaçlar. İnsanlar arasındaki farklılıkları takdir etmek kadar, doğa ile olan ilişkimizin de korunması gerektiğini savunur. Merkezi’n faaliyetleri, çokkültürlülük ve hoşgörü gibi evrensel değerlere dayalı olarak toplumsal farkındalık yaratmayı da hedefler. Bu da, özellikle Azerbaycan’daki etnik, dini ve kültürel çeşitliliğin korunması ve toplumun tüm kesimlerinin birbirine saygı gösterdiği bir ortamın oluşturulması anlamına gelir.
Çokkültürlülüğün desteklenmesi konusunda karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir Etnik, dini ve kültürel farklılıkların barışçıl bir şekilde bir arada yaşamasını sağlamak kolay değildir. Gerçek anlamda çokkültürlülüğü desteklemek, yalnızca yerel düzeyde değil, küresel çapta da sürekli bir diyalog ve işbirliği gerektirir. Azerbaycan, etnik ve dini çeşitliliği barındıran bir ülkedir. Bu çeşitlilik bazen toplumsal gerilimlere neden olabilir. Özellikle etnik gruplar arasındaki tarihsel gerginlikler, çokkültürlülük ve toplumsal uyumun sağlanmasını zorlaştırabilir. Bazen Çokkültürlülüğü destekleyen projelerin hayata geçmesi engellerle karşılaşabilir. Mesela küresel ölçekte artan dini ve kültürel aşırıcılık, çokkültürlülüğün desteklenmesi önündeki büyük engellerden biridir. Bazı medya organları ve popüler kültür unsurları, çokkültürlülüğe karşı olumsuz bir bakış açısı geliştirebilir. Medyanın, farklı kültürler ve inançlar arasındaki çatışmaları vurgulaması, toplumda önyargıların güçlenmesine neden olabilir. Bu da çokkültürlülük merkezinin farkındalık yaratma çabalarını olumsuz etkileyebilir. Okullarda ve üniversitelerde, öğrencilerin farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayacak programların yetersiz olması, çokkültürlü bir toplumu inşa etme sürecini yavaşlatabilir. Toplumdaki bazı bireyler, farklı kültürlere dair kökleşmiş stereotiplere sahip olabilir. Bu stereotipler, çokkültürlülüğün değerlerini benimsemek yerine, önyargıların pekişmesine yol açabilir. Bu tür ön yargılarla mücadele etmek, hem zaman alıcı hem de zorlu bir süreçtir.
Uluslararası resmi kurumlar ve diğer ülkelerden aldığınız tepkiler genelde nasıl oluyor?
Bu gün ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, çokkültürlülük ve hoşgörüyü teşvik etme amacını benimsemişken, bazı ülkeler ve yerel gruplar, bu tür bir yaklaşımın kendi kültürel ve ulusal kimliklerine zarar verebileceğini düşünebilir. Bu da, Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi’nin faaliyetlerine karışık ve farklı düzeylerde tepkiler alınmasına yol açmaktadır. Çokkültürlülüğün desteklenmesi konusunda Merkezin uluslararası alandaki çalışmaları, genellikle olumlu bir şekilde karşılanmaktadır. Mesela Merkezin çokkültürlülük, hoşgörü ve karşılıklı saygıyı teşvik etme misyonu, Birleşmiş Milletler ve UNESCO gibi uluslararası kuruluşlar tarafından büyük ölçüde takdir edilmektedir. Bu kuruluşlar Merkezin kültürel diyalog ve barışçıl ilişkilerin güçlendirilmesi yönündeki çabalarını desteklemektedir. Azerbaycan’ın çokkültürlü toplum yapısına olan katkıları ve Merkezin bu anlayışı yayma çabaları, Batılı ülkelerden takdir görmekte ve işbirliği fırsatları doğurmaktadır. Avrupa Birliği, Azerbaycan ile kültürel diplomasi çerçevesinde ortaklıklar kurarak, kültürel çeşitliliğin önemini vurgulamaktadır. Azerbaycan’daki farklı dini ve kültürel grupların temsilcileri de Merkezin faaliyetlerinden olumlu şekilde etkilenmektedir. Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi, yerel toplulukları bir araya getirerek, azınlık hakları ve kültürel farklılıkların korunması konusunda önemli bir platform sunmaktadır. Bunun sonucunda, çeşitli etnik ve dini topluluklar, Mərkəzin çalışmalarına katılım sağlayarak, daha geniş bir hoşgörü ve anlayış kültürünü inşa etmeye katkı sağlamakta.
Lakin bazı ülkeler, özellikle bölgesel ve küresel siyasi çıkarlar doğrultusunda, Mərkəzin faaliyetlerine karşı temkinli bir yaklaşım sergileyebilirler. Azerbaycan’ın çokkültürlü yaklaşımını benimsemesi, bu ülkeler tarafından her zaman desteklenmeyebilir. Çünki bazı ülkeler, çokkültürlülüğün “tehdit” oluşturabileceği bir durum olarak görüyorlar.
Genel olarak bakdığımızda Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi, Azerbaycan’ın uluslararası alandaki imajını güçlendiren ve kültürel diplomasi açısından önemli bir araçtır. Merkezi destekleyen ülkeler, Azerbaycan’ın bölgesel ve küresel düzeyde çokkültürlü bir toplum inşa etme çabalarını takdir etmektedir. Bu destek, daha geniş uluslararası ağların kurmasına ve kültürel işbirliklerinin güçlenmesine olanak tanımaktadır.
Sizce dünyada toplumda çokkültürlülük anlayışını daha da güçlendirmek için başka neler yapılabilir?
Dünyada toplumda çokkültürlülük anlayışını daha da güçlendirmek için bir strateji ve uygulama geliştirilebilir. Bu stratejiler, toplumsal uyum ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi, kültürel çeşitliliği kabul etmeyi ve insanların farklılıkları bir zenginlik olarak görmelerini sağlamayı hedefler. Eğitim yoluyla farkındalık artırmak, yani okullarda ve üniversitelerde çokkültürlülük üzerine dersler ve farkındalık programları düzenlenebilir. Öğrencilere farklı kültürlerin tarihini, değerlerini, inançlarını ve geleneklerini öğretmek, karşılıklı anlayışı geliştirebilir. Bu tür eğitimler, önyargıları ve stereotipleri azaltabilir. Öğrencilerin ve profesyonellerin farklı kültürlere ait toplumlarla doğrudan etkileşimde bulunmalarını sağlayacak kültürel değişim programları artırılabilir. Bu tür programlar, bireylerin farklı kültürleri anlamalarına ve kendi kültürlerini başkalarına tanıtmalarına olanak tanır. Bu konuda medya önemli bir şekilde kullanıla bilir. Özellikle televizyon, sinema ve dijital platformlarda çokkültürlü hikayeler, karakterler ve kültürel temalar işlenebilir. Kültürel festivaller, konserler, tiyatro oyunları ve sanat sergileri, farklı kültürleri kutlayan etkinlikler olarak düzenlenebilir. Bu tür etkinlikler, insanların farklı kültürleri anlamalarını ve takdir etmelerini sağlar. Farklı ülkeler, uluslararası platformlarda çokkültürlülük üzerine daha fazla diyalog ve işbirliği başlatabilir. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen akademisyenler, aktivistler ve politika yapıcıları bir araya gelerek çokkültürlü toplumların karşılaştığı zorlukları tartışabilir ve ortak çözümler geliştirebilir. Çokkültürlülük, toplumlara ekonomik ve sosyal anlamda büyük katkılar sağlar. Farklı kültürlerden gelen insanlar, toplumları daha yaratıcı, yenilikçi ve esnek hale getirebilir. Bu yararların halkla paylaşılması, çokkültürlülüğe karşı olan olumsuz görüşleri dönüştürebilir. Genel anlamda toplumlarda çokkültürlülüğü güçlendirmek, yalnızca kültürel çeşitliliği kabul etmek değil, aynı zamanda bu çeşitliliği bir zenginlik olarak görmek, paylaşmak ve kutlamak anlamına gelir.
Önümüzdeki yıl ve yıllar için planlarınız nelerdir?
Merkez, faaliyet yönleri doğrultusunda sürekli projeler yürütmeyi, yeni projeler hazırlamayı, faaliyetlerini daha geniş bir coğrafyada sürdürmeyi ve uluslararası ilişkilerini genişletmeyi hedefliyor. Dünya çapında çok kültürlü toplumları desteklemeyi, kültürlerarası anlayışı güçlendirmeyi ve küresel barışa katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Ravan Bey, son sorumuz, Bu merkezin başkanı olarak en gurur duyduğunuz anı paylaşır mısınız?
Bakü Uluslararası Çokkültürlülük Merkezi’nin başkanı olarak, en gurur duyduğum anlar genellikle merkezin vizyonunun dünya çapında takdir edilmesi ve çok kültürlü değerlerin yayılmasına katkıda bulunmamızla ilgilidir. Bu anlar, bizim için yalnızca birer başarı değil, aynı zamanda çok kültürlülüğün gücünü ve önemini gösteren önemli dönüm noktalarıdır. Merkezi kurduğumuz günden itibaren çok sayıda olumlu geri bildirim almak ve bu alanda küresel bir fark yaratmak, en gurur verici deneyimlerimizden olmuştur.