TRAKTÖR, GÜNEY AZERBAYCAN’DA SPORTIF BİR MÜCADELENİN ÖTESİNDE

Emre ÇAKIR:

Tarih boyunca spor, sadece rekabetin ve eğlencenin sahnesi olmamış; aynı zamanda toplumsal kimliklerin, özgürlük taleplerinin ve direniş hareketlerinin güçlü bir ifadesi olmuştur. Güney Azerbaycan’ın yiğit evlatlarının temsilcisi Traktör takımı da bu tarihi hakikatin en çarpıcı örneklerinden biridir. Traktör’ün her mücadelesi, yeşil sahalarda atılan her adım, tribünlerden yükselen her slogan; bir milletin bastırılmış çığlığını dünyaya duyuran bir direniş marşı olmuştur.

Traktör’ün maçları asla yalnızca sportif skorlarla sınırlı kalmamıştır. Her karşılaşma, İran rejiminin sistematik asimilasyon politikalarına karşı direnişin sahnelendiği bir platforma dönüşmüştür. Tebriz’in tarihi Sehend Stadyumu’nda dalgalanan “Yaşasın Azerbaycan!”, “Ana dilimde eğitim istiyorum!” ve “Türk’ün hakkını verin!” sloganları, sadece bir futbol coşkusunun değil; 40 milyonluk Güney Azerbaycan Türkünün kolektif iradesinin haykırışıdır.

İran devleti, Güney Azerbaycan’da Türk kimliğini sistematik şekilde yok saymakta; Azerbaycan Türkçesi eğitimini yasaklamakta ve siyasi örgütlenme haklarını şiddetle bastırmaktadır. Bugün Güney Azerbaycan’da bağımsız bir televizyon kanalı, özgür bir gazete veya halkın serbestçe örgütlenebileceği bir siyasi parti bulunmamaktadır. Bu baskı ortamında Traktör, halkın sesi, vicdanı ve medya organı haline gelmiştir. Sahada atılan her gol, tribünlerde söylenen her marş, rejimin sansür duvarlarını aşarak dünyaya ulaşan bir özgürlük manifestosu gibidir.

Sehend Stadyumu yıllardır yalnızca bir futbol sahası değil, aynı zamanda özgürlük, adalet, ana dilde eğitim hakkı, kadın hakları ve çevre koruma taleplerinin yankılandığı bir direniş arenası olmuştur. Burada yükselen sesler; bastırılmış bir halkın, kimliğini ve insanlık onurunu savunma mücadelesinin en temiz, en barışçıl dışavurumlarıdır. Tribünlerde dalgalanan bayraklar ve söylenen marşlar, Güney Azerbaycan halkının yok sayılmaya karşı gösterdiği asil direnişin sembolleridir. Bu toplumsal hareket yalnızca stadyumları dolduran binlerce kişiye ait değildir. Sosyal bilimlerde kitle davranışlarını ölçmek için kullanılan Cochran, Morgan ve Krejcie gibi yöntemlerle yapılan analizler, Traktör’ün maçlarına katılan 120 bin kişinin, İran sınırları içerisindeki yaklaşık 40 milyon Türkün ortak sesi olduğunu ortaya koymaktadır. Yani Sehend Stadyumu’ndan yükselen haykırış, Tebriz’i aşarak, Erdebil’den Zencan’a, Hoy’dan Urmiye’ye kadar uzanan geniş bir coğrafyanın ruhunu temsil etmektedir. Araştırmalar, Traktör taraftarlarının demografik yapısının Güney Azerbaycan toplumunun tüm kesimlerini kapsadığını göstermektedir. Genç nüfusun %78’i Traktör’ü “Azerbaycan milli kimliğinin temsilcisi” olarak görmektedir. Kadın taraftarların %65’i, stadyumlarda haykırdıkları sloganlarla hem cinsiyet eşitliği hem de ana dil hakkını savunmaktadır. İşçi ve çiftçi kesiminin %82’si, Traktör’ün maçlarında rejime karşı demokratik tepkilerini dile getirme fırsatı bulmaktadır. Bu rakamlar, Traktör’ün bir spor kulübü olmaktan çıkıp, Güney Azerbaycan’ın sessiz çoğunluğunun siyasi bilincini taşıyan bir araç haline geldiğinin açık bir kanıtıdır.

Güney Azerbaycan halkının sesi artık yalnızca İran’ın iç meseleleriyle sınırlı değildir. Bu mücadele, uluslararası boyut kazanmıştır. Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti başta olmak üzere tüm Türk dünyasının siyaset yapıcıları, diaspora kuruluşları ve insan hakları savunucuları, bu haklı mücadeleye kayıtsız kalmamalıdır. Türkiye, Güney Azerbaycan’daki kültürel hakların korunması için uluslararası platformlarda daha aktif diplomasi yürütmelidir. Azerbaycan Cumhuriyeti ise, Traktör’e ve onun etrafında kenetlenen halka resmî dayanışma göstererek, bu sesi dünyaya daha güçlü bir şekilde duyurmalıdır. Türk Keneşi, TÜRKSOY ve benzeri kuruluşlar da Güney Azerbaycan’ın haklı taleplerini uluslararası gündeme taşımalı ve somut destek programları geliştirmelidir.

Traktör, bugün yalnızca bir futbol takımı değildir. O, Güney Azerbaycan halkının kimlik, özgürlük ve adalet mücadelesinin sembolüdür. Sahadaki her pas, tribünlerde yükselen her tezahürat, bir halkın varlık-yokluk mücadelesinin parçasıdır. İran rejimi, stadyumlarda yükselen bu gür sesi baskı ve yasaklarla susturmaya çalışsa da, tarih göstermiştir ki bir halk özgürlük için ayağa kalktığında, onu hiçbir güç durduramaz.

Bugün Güney Azerbaycan’ın bağrından kopan Traktör’ün sesi, Kurtlar Deresi’nden başlayarak tüm dünyaya yayılmaktadır. Bu ses, yalnızca zulme karşı bir haykırış değil; aynı zamanda insanlık onuruna, kardeşliğe ve adil bir geleceğe yapılan bir çağrıdır. Şimdi mesele şudur: Türk dünyası bu çağrıyı duyacak mı, yoksa tarihin bu onurlu direniş sahnesinde sessiz kalarak geride mi kalacak?

Güney Azerbaycan halkının haykırışı, Traktör’ün sahasında yankılanan her sloganla güçlenmeye devam ediyor. Bu gür ses, hem mevcut baskı düzenine karşı bir meydan okuma hem de geleceğin özgür ve adil Azerbaycan’ının müjdecisidir. Ve Traktör, bu büyük halk uyanışının ateşini harlamaya kararlıdır.

Bize mesaj gönder

Scroll to Top